26 Ağustos 2016 Cuma

Yine yeni yeniden….

En son yazdığım tarihe baktım da…Ne çok geçmiş üzerinden zamanın hızla geçtiği hatta nefes bile almadığı kayıt altında olunca daha da bir çarpıyor yüzüne yüzüne…
Yazmadım/yazamadım…Bir türlü elim varmadı ama bunca zaman ne çok şey yaşandı ne acılar yaşandı,hastalıklar yaşandı çok üzücü zamanlar geçti tabii burada Allah beterinden saklasın demeden geçemeyeceğim… Güzel şeyler de oldu yeniden iş hayatına yeni işlerle girmek de iyi geldi…
Bunca şey olurken şu da bana büyük bir ders oldu dost dediğin sadece kötü gün dostu değil iyi gününde de insan yanında istiyor o yüzden siz siz olun dost bildiklerinizin iyi gününde de kötü gününde de yanında olun…Hah verdim de mesajı şimdi devam…

Mira tam 27 aylık oldu aslında normal şartlar altında site içindeki anaokuluna yarım gün başlayacaktı, kayıdımızı yaptrdık her şey tamamdı Mira da bu konuda çok heyecanlandı çünkü geçen yıl hafta sonları  2 saat oyun okuluna gittik birlikte ve çok sevdi…
Neyse malesef yaşanan 15 temmuz gününden sonraki süreçte bizim Cumhuriyet Koleji de malesef ki kapatıldı, malesef dediğim hem maddi hem manevi bize bir yıkım oldu hiç beklemediğimiz bir kurum olması da daha da içler acısı bir durum… Yoksa kapanmasına zerre üzülmedim hatta mümkünse ülke bütünlüğüne kasdeden her yerin köküne kadar kapanmasını canı gönülden isteyenlerdenim. Ama Mira'nın hevesi kursağında kaldığı gibi bizim para da hiç bilmediğimiz hatta kendimi bildiğim günden beri nefret ettiğim bir yapının içine gitmiş oldu:(

Miram büyüyor…Artık onu uyuturken benim ona dediğim gibi sen çok tatlısın seni çok seviyorum annem diyerek saçlarımı okşuyor…. Allah hepimizin çocuklarını korusun ve sağlıklı güzel mutlu günlerini görmeyi nasip etsin… Benden şimdilik bu kadar …

Not: Bu okul işinin tek hayrı belki blog yazmaya tekrar karar vermem oldu! Çıkmıyor gitmiyor sinirim…Napıyım:)

5 Ocak 2016 Salı

Bakıcı olayında ilk izlenimim-1

Bu bakıcı işi neymiş arkadaşım!!!
Daha önce hiç bakıcı mülakatı yapmadım, aslında biri başlayacaktı tanıdık da olduğu için çok sıkıştırmalı bir görüşmemiz olmamıştı amma velakin kendisine şuanda ulaşılamıyor, sinyal sesinden sonra mesaj bırakabilirsiniz moduna geçti teyzem, mesajlarım bir tek tik hem de silik tik a dostlar!!!
Neyse hummalı bir bakıcı bulma çalışması başladı, önceleri çekingendim önceleri dediğim sanırım 36 saat oldu oooo hemen kavradım olayı; onların aksanında bendeki soruları ucu bucağı yok! Hatta boşuna zaman kaybetmeyelim diye whatsup'tan görüşme bile yapmaya başladım…Önce foto, sonra sigara var mı? ne durumdasın burada anlatıcının söylemek istediği kaçak mısın göçek misin? kaçak işe girmem çünkü:) Valla dolarlar havada uçuşuyor sanki çocuğu olup bakıcı almak durumunda kalan insanların insanlarımızın arka odada para basma makinesi var?!
Bu nasıl paralar yahu demeden geçemeyeceğim, eee yemek yapabiliyor musun? E biraz!! E biraz da o kadarını ben de yapabiliyorum!!
Hatta bugün görüştüğüm abla çok da iyi insana benziyordu sağolsun bana dedi ki, "bak kızım kimi alırsan al mutlaka kamera sistemi kur" sen beni ne sandın teyzeeem!! Zaten o sistem kurulalı 1 ay oldu!! Ben ekstra istediklerimi de söyledim, hatta….
Kaçak olmayacaksın hak hukuk neyse odur!
Sigara içilmeyecek
Çocuğun yanında telefonla konuşulmayacak
Eller sürekli yıkanacak
Haaa buarada işe başlamadan 1 gün önce tarihli kan testi istiyorum ( Hepatit a,b,c, HIV, genel tarama )
Her yurt dışına çıkıp girdikten sonra aynı testin tekrarını isterim
Öncelik Mira tabiki,
Ütü mütü farketmez 5 günde 1 de yapsan önemli değil,
Ben anlattıkça kadın dinledi, e haklısın dedi…sonunda anlayan biri çıktı kardeşim..
Şimdi bunları çok abartı bulanlara söyliyim; siz bi işe girerken kendi ülkenizde ; istemiyorlar mı savcılıktan temiz kağıdı bile..e bunlar da benim hakkım…Sonuçta bizle yaşayacak…
Ayrıca ben şu izin parasını anlamadım, mesela ben işe girdim, hayatımda fazla mesai yol parası aldığım işim hiç olmadı ama diyelim ki alan arkadaşlar var, ülkemizin böyle güzide şirketlerinde çalışan…
Hafta sonu tatilleri için para alıyor muyuz?, musunuz?, musun?
Hadi buna herkes tamam demiş tabiki biz de tamam diyeceğiz,…
Ama huyu huyuma suyu suyuma isteklerime fal taşı Özbek gözüyle bakmayacak bir teyze arıyorum; çok mu yani!!!
Bu süreçte benle aynı süreçten tüm dostlarıma arkadaşlarıma selam eder, allah kolaylık versin derim…
Sevgiler



4 Ocak 2016 Pazartesi

Dost Yazar: Pınar Karaçam

Offf ne mesailer,ne işler ne yoğunluklar ne yorgunluklar…Canım Pınar'ım iş hayatının kazandırdığı güzel insanlarımdan biri…eeee geldiğimiz nokta, geçtiğimiz süreç çok benzer ve ne paylaşımlar neler neler…İyi ki yazdın Pınar'ım….Yine yaz hep yaz…Pınar çok ciddi bir konuda yazdı, bence tüm anne adaylarının yeni annelerin mutlaka ama mutlaka okuması gerek!!!


Sevgili Esra’nin yazilarini, tecrubelerini, herzaman ictenlikle yardim ettigi gunleri ve geceleri asla unutamam. Sayfasinda bana da yer actigi icin cok mutluyum. Benim de nacizane tecrubemden yeni anneler, anne olacak arkadaslar faydalanirsa ne mutlu bana. Esra'ya sonsuz tesekkurler...


MEMELERE DIKKAT!:)

Daha cocukken "Buyicem anne olcam ben. Evim olcak sicacik" derdim.
Ve o hayallerini kurdugum bebegime sukurler olsun sahip oldum. Oldum da... Hic hayal ettigim gibi olmadi. Gozlerim doluyor bunlari yazarken. Poyraz'i hastanede odaya getirdiklerinde beynimde su ses yankilaniyordu "Allah'im biz nasil buyuk bir sorumlulugun altina girdik? Kimin fikriydi ki?"
Bu bir ic ses degildi sadece. Farkinda olmadan abimin gozlerine caresizce bakarken dudaklarimdan dokuluvermis sozcukler "Cok buyuk bir sorumluluk"

Kimin mi fikriydi? Hani cocuklugunun hayalleriydi Pinar? Simdi kimin fikri mi oldu?!
Yasadigim sok muydu travma mi eksi lohusa serbeti miydi bilmem. Poyraz o sokumu hissetmis olmali ki aylarca agladi. Ta ki ben "Benim bir oglum var. Cok sansliyim" diyene dek. Adina gaz sancilari diyin, aksam huzursulugu, yeni dunyaya alisiyor, o daha bir bebek.. Ne de derseniz diyin. Poyraz annesinin mutsuzlugunu ve sokunu buram buram hissetmisti bence. Gece uykusunda gulerken, mutluluktan aglayip, bebegimi gulduren meleklere tesekkur ederdim. Yok osurdu, yok kakasini yapti, aman serum fizyolojigini sikalim burnu tikanmasin, memelerden sut geliyor mu yetiyor mu, yemeye icmeye dikkat derkeeeen. Sanirim 25. Gundu. Sol gogsumun ucunda korkunc bir aci hissetmeye basladim. Oysa ki yara olmamasi icin e vitamin kapsulu, ozel kremler, hatta zeyinyagiyla hazirlanmis ayva cekirdeklerini bile surmustum. Her gun dus aliyordum. Bu aci da neyin nesiydi? Uzerine gidip emzirmeye devam ettim. Ve ertesi gun birakin emzirmeyi, gogsumun tamamina yerlesen o aci artik vucudumu kontrol etmeye baslamisti. Titreme ve beraberinde atesle... Gogsumun ucu bembeyaz oldu. Ve iltihap akmaya basladi. Hemen kadin dogumcumu aradim. Sagolsun antibiyotik baslatti. Cocuk doktoruma gogsumun fotografini gonderdim. Ilkonce ciddi bir sey olmadigini soyledi. Ates vs diyince mastit olabilir acil doktora gorunun dedi. Neticede 41 derece atesle acildeydim. Ultrason cekildi, gogsumun tamaminin iltihaplandigini soylediler. Yani mastit olmustum. Halk arasinda 'sut kirilmasi' olarak biliniyor. Doktor hic duymak istemedigim seyi soyledi. "Gogsunuzu duzenli sagmaniz lazim." Sagmak? Dokunamiyorum bile. Cildirdiniz mi... O muthis caresiz zekamla Emla (dovme yapilirken kullanilan krem) surerek sagarim ozaman dedim. "Siz bilirsiniz ama atesin dusmesi icin duzenli sagmaniz lazim." Cevabini aldim. 21. yy.da 2015 teyiz. En iyi hastanelerden birinin acilinde acidan ve atesten kivranirken, gogsumun acisina hicbir cozum olmadigini farkettim. Evde beni bekleyen bir oglum varken, ayakta durmam gereken bir surecten geciyorken mastit olmak, inanin bir annenin yasamak isteyecegi en son seylerden biridir. Gunlerce aglaya aglaya sagip doktum sutumu. Yastiklari carsaflari tirmaliyordum acidan. Antibiyotik iltihabi kurutmaya baslamisken emzirmeye calistim. Iltihap gecse de acisi bakiydi. Surecin zorlugu bir kenara. Artik farketmistim ki gogsumden sut gelmiyordu. Vazgecmedim. Hastanelerde kullanilan sut pompalarindan aldim. Bir ay boyunca da onunla devam ettim. Ama malesef Poyrazin beslenmesi tek memeye dusmustu. Mama takviyeyle devam ettik yine. Ta ki 4. ayin sonuna kadar. Sonra ise sadece mama...

Hamile oldugunuzu ogrendiginizde baska baska seylere merak saliyorsunuz. Bu ay hangi gelisimde, haftalik takip aplikasyonlari, karyolasi, kiyafetleriydi derken... Bir bebegin en cok ihtiyaci olan seyi, gozardi ediyorsunuz. 'Emzirmek ve lohusalik.'

Emzirmek ogrenilmesi gereken teknik bir sey. 2-3 saatte bir memeyi tamamen bosaltmaniz gerekiyor. Aksi taktirde gogsunuzde kalan sut atese ve iltihaba sebep olabiliyor. Lohusalik ise zamani geldiginde tecrube ediliyor. (Tabi herkes yasamiyor. Piyangodan size ne ciktigiyla alakali.) Dilerim yasamazsiniz. Cunku anne mutsuzsa, bebekte mutsuz oluyor.

Poyraz 7 aylik. Suan karsimda bana gulumseyerek bakiyor. Sukurler olsun gozlerinin ici guluyor. O gulen gozlerine egilip diyorum ki "Biz birbirimiz icin yaratilmisiz bebegim."

En onemli 3 sey:
Siz
Bebeginiz ve
Memeleriniz.
Aman memelere dikkat!